oyun planescape dünyasında yani tüm evrenlerin kesiştiği ve sonsuz olasılıkların bulunduğu bir dünyada geçiyor. bilenler bilir, bu evren dmler için bir ustalık testi gibidir. çünkü planescape dünyası son derece alışılmışın dışındadır.
spoiler vermeden ne anlatabilirim bilmiyorum. oyunda hafızasını kaybetmiş ve tüm vucudu gerçekten de inanması güçderinliklerde ve sayıda yara izileriyle dolu, esrarengiz bir adamı canlandırıyorsunuz. ismi "the nameless one" olan bu karakter hakkında fazla bir şey yazmamam gerekiyor zira direk spoiler olacak.
neyse sadece şunları söyleyeyim, oyundaki mekan tasarımlarına ve atmosfere hakikaten hayran kalmamak imkansız. zaten son derece sıradışı ortamlarda bulunacaksınız. karşınızdaki karakterler ve diyaloglerı da sizi etkileyecek. hiçbiri normal karakterler değil, bazıları yüzlerce yıldır yaşayan, size kaşlarını kaldırıp bakarken söyledikleriyle sizi dumur edecek yada gözyaşlarına boğacak kadar etkileyici...
sanırım bu ilginizi çekecek; oyunu bitirdiğinizde tam bir milyon kelime okumuş olacaksınız ki bu da yaklaşık olarak britannica ansiklopedisi'nin bir cildine denk geliyor!
oyunun sonunda artık herşeyi anladığınızda, geçmişinizde neler yaptığınızı ve neden orada olduğunuzu gördüğünüzde büyük ihtimalle gözleriniz dolacak, en azından boğazınız düğümlenecek. hele yapmanız gereken son derece zor bir seçim olacak ki oyuna saygı duyacaksınız. yaptığınız seçim oyunun sonunu etkileyecek.
bence bu bir oyun değil;
bir karakter testi,
algı sınaması.
öyle yani...
"what can change the nature of a man?" temalı, gelmiş geçmiş en sağlam senaryoya sahip crpg.
dokuz ayrı finali var fakat bug'lar yüzünden hiçbirini görme mutluluğuna erişemedim.* bu yüzden oynamaya başlamadan önce patch'lere abanmakta fayda var. gerçi o kadar geniş bir evren sunuyor ki defalarca baştan başlamak zorunda kalsanız da sıkmıyor, her seferinde yeni bir şeyler keşfediyorsunuz.
hele ki intelligence ve wisdom'a abanırsanız o muhteşem diyalogların derinlik sarhoşluğuyla questleri falan unutup yerleşik hayata bile geçebilirsiniz.
(bkz: planescape)
her ölümün yeni bir başlangıç olmasından ibaret bir ölümsüzlük, bazıları seni bir katil, bazıları dünyanın en cesur, bazıları dünyanın en iyi insanı olarak hatırlasa da sen onları hatırlamıyorsun... ölmek istediğinde bile ölemiyorsun!
bir insanın doğasını ne değiştirebilir?
aşk? inanç? ne değiştirebilir?
hiçbir şey! ölüm bile!
insanlar gördüm, inançlarıyla hayatlarını güzelleştiren, ve mahveden. sadece bir kişi, bana inandığı için sonsuz karanlığa hapsetti kendini. inanıyorum ki inanç insanın doğasını değiştirebilir.
inanıyorum ki, sen* de benim gibisin, ve gerçeklerle karşılaştığında, benim gibi olmasa da acı çekeceksin!
hayır! zayıflar acı çeker. güçlülerse sadece katlanır...
(the nameless one'ın the transcandent one ile diyaloglarından)
yıllar sonra hatırlandığında hala insanın tüylerini ürperten, hala her şeyi tepe taklak edebilen...
"bir akıl kendini bilmiyorsa kusurludur. akıl kusurluysa, kişi de kusurludur. kişi kusurluysa, dokunduğu her şey de kusurlu olur. öyle söylenir ki, kusurlu bir insanın gördüğü şey sadece kendi elleriyle mahvettikleridir" - dak'kon
"When a mind does not know itself, it is flawed. When a mind is flawed, the man is flawed. When a man is flawed, that which he touches is flawed. It is said that what a flawed man sees, his hands make broken"
bilgisayar oyunu derken biraz durup düşünülmesi gereken oyundur.
2000'li yılların başında oynamıştım Planescape Torment'i. hafızamızın peşine düştük, fakat oyunun hikaye editörleri ve senaristleri, bunu oyundan bambaşka bir serüvene dönüştürmüşler. ingilizcem için "keşke daha iyi olsaydı" diye dert yana yana oynamıştım. çünkü Türkçesi üzerine dahi düşünmeniz gereken ağır bir anlatım ve ruh var oyunda. Hatta oyunun büyük kısmı bu diyaloglar ve diğer okunacak materyaller üzerine kurulu.
Geçenlerde tekrar buldum, yükledim. Fakat oyuna başlama cesareti bulamadım kendimde. Çünkü biliyorum, yaşadığınız zamandan soyutlanmadığınız sürece bu oyunu oynayamazsınız. Eğer felsefe öğrencileri bir oyun oynayacaksa, o oyun planescape torment'tir.
etkileyici diyaloglara sahip, 8 wisdom ve 10 int ile bugüne dek oynadığım en kazma, en odun -str 23tü ama neaber, ayrıcana 155 hit point rulzz!- karakterimle oynadığım, senaryosunu pek beğendiğim, yan karakterlere -npc- ayrıca bittiğim oyun. bir bilgelik, bir felsefe ki sormayın gitsin. bir gitzherai'miz var sizden iyi olmasın, senin yolun benim yolumdur diye o güzel ışın kılıcımsı silahıyla yanınızda çarpışıyor. bir kelle var ki -pek neşeli kerata- pek candan, pek dost-canlısı. sen de gel diyince "are yeh s're?" diye tepeden bakan tavırlarına rağmen annah denen tiefling bile ayrı alem. her grubun olmazsa olmazı -heal'sız ve cure moderate wounds'suz grup düşünemiyorum- rahibe bile mevcut*. bir de kafayı "burrrrrrnnnn!!!"lerle bozmuş bir ignusumuz var ki ilginç demekle yetineceğim spoiler vermeden.
kişiliğini ve benliğini bulma temeli üzerine kurulu oyun aslında ta en başta çekici gelmeyebilir. bana gelmemişti, belki biraz da eski olduğu için. ama sonra pharod falan işin içine girince bir çekici senaryonun içinde buluyorsunuz kendinizi. bazı yerleri walkthrough olmadan geçmekte çok zorlandım ve başvurmak zorunda kaldım. bir de bulduğunuz şeyleri pek atmayın sonra lazım oluyor -the nameless one'ın kirli-çıkı olması!
finalinde bronz sphere ile konuşunca karakterimizin ilk incarnation'ının adının öğrenildiğine dair de bir rivayet var. belki bizimkinin biraz gerizekalı olmasından dolayı(!) öğrenemedim, çok merak ediyorum yahu.
sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur.
sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez.
yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.